İnsülin direnci, vücudun insülin hormonuna karşı duyarlılığının azalması sonucu glikozun hücrelere alınamaması durumudur. Sağlıklı bir metabolizma düzeninde, yemek yedikten sonra pankreas insülin salgılar ve bu hormon glikozun hücrelere girmesini sağlayarak enerji üretimine katkıda bulunur. Eğer vücut insüline yanıt vermezse, glikoz hücrelere giremez ve kan şekeri seviyesi yükselir. Bu durumda pankreas daha fazla insülin salgılar ve bu süreç insülin direncine yol açar. İnsülin direnci tedavisinde en önemli yöntem insülin direnci diyeti olarak kabul edilir.

İnsülin direnci diyeti sık öğünler ve küçük porsiyonlar şeklinde düzenlenmelidir. Günlük olarak 3 ana öğün ve 3 ara öğün tüketmek idealdir. Bu diyette temel amaç, kişinin harcadığından daha az enerji almasını sağlamaktır. Bu nedenle diyet listesinde işlenmiş gıdalar, unlu mamuller, asitli içecekler ve baharatlı gıdalar yer almamalıdır. Karbonhidrat alımı azaltılarak lifli ve tam tahıllı gıdalar tercih edilmelidir. Yağ olarak zeytinyağı kullanımı önerilir. Protein ağırlıklı besinlerin tüketimi alışkanlık haline getirilmelidir ve haftada en az 1-2 kez balık ve balık ürünleri tüketilmelidir. Pişirme yöntemleri olarak kızartma yerine, ızgara, haşlama veya buğulama tercih edilmelidir.

İnsülin direnci diyeti sabır ve emek gerektirir. Kahvaltı kesinlikle atlanmamalıdır ve imkan varsa günde 30-40 dakika hafif tempolu yürüyüş yapılmalıdır. İnsülin direnci bir sağlık sorunu olarak kabul edildiği için diyet ve egzersiz yaşam tarzı haline getirilmeli ve ömür boyu devam ettirilmelidir. Diyetlerde alınması gereken enerji ve besin ögeleri, kişinin yaşı, cinsiyeti, ağırlığı ve fizyolojik durumuna göre değişkenlik gösterir. Bu sebeple diyet listeleri kişiye özel olmalıdır ve bir uzmandan destek alınarak uygulanmalıdır. Kahve, siyah çay ve sigara tüketimi azaltılmalı ve bunun yerine bitkisel çaylar, özellikle yeşil çay tercih edilmelidir. Günlük su tüketimi en az 2 litre olmalı ve su içmek kesinlikle ihmal edilmemelidir.